Ne Aradınız?

7 Ekim 2015 Çarşamba

Pestisit nedir? Tarımsal ve Kimyasal Pestisitin Zararları Nelerdir?

Not: Yazılarımızı faydalı görüp beğenirseniz sayfamızın en alt kısmında ki paylaşımlarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruz.

Genel anlamıyla pestisit insan kullanımına sunulan gıdalarda istenmeyen hayvan veya bitkileri öldürmek amacıyla kullanılan alet, metot veya kimyasal olarak tanımlanabilir. Pestisitler, insektisitler, fungusitler, herbisitler, nematositler ve rodentisitleri içermekedir. Bu gruplar arasında insektisitler hem nicel olarak diğerlerinden çok daha fazla hem de bilindik geçmişi olduğundan en önemli bir yeri kaplamaktadır. O nedenle bu yazımızda daha çok insektisitler üzerine eğileceğiz.
Milattan önce 7000 civarında insanlar bitkilerin ekim dönemlerinde haşereleri uzaklaştırmak veya değersiz bitkileri yok etmek için bazı metotlar geliştirdiler. Bazı kültürler bunu ayın belirli dönemlerinde ekim yaparak denediler. Bazıları haşereleri elle veya gürültü yaparak bitkilerden uzaklaştırmayı seçtiler. Bir kısmı da bu dönemde bazı kimyasalları kullanmaya başladı. Ufalanmış taçyaprağı (bir çeşit krizantem), sülfür ve arsenik Orta Doğu, Roma ve Çin’de kullanılmaya başlanırken, bu dönemlerde Çin istenmeyen haşaratları yemesi için karınca gibi doğal avcıları kullanmayı da tercih etti.
1840 yılında Kuzey Amerika kökenli küf salgını Britanya’ya yayılıp sülfür uygulaması ile kontrol altına alınana kadar haşere kontrolü için gerçekleştirilen denemelerin her biri kendine has özel uygulamalardı. Bir sonraki hedef Kolorado Patates Böceği oldu ve 1877 yılında batılı göçmenler suda çözünen Paris Yeşili olarak adlandırılan kimyasalı kullanılarak patateslerini koruyabildiler. Katran yağı ve acıağaç gibi pestisitler de bu uygulamaları takip etse de on dokuzuncu yüzyılda pestisitler halen etkisiz kalıyordu ve muhakkak doğal yırtıcılar veya bazı durumlarda çok daha kuvvetli filizlerden aşılama yapma yoluyla desteklenmeleri gerekiyordu.
İkinci dünya savaşı sırasında tahminen 30 çeşit pestisit bulunuyordu. Savaş sürecindeki araştırmaların ürünü olarak çıkan DDT (dichloro-diphenyl-tricloro-ethane) her ne kadar 1874 yılında sentezlenmiş olsa da 1942 yılına kadar insektisit olarak kabul edilmiyordu. Daha sonraları 1945 yılında chlordane ve 1951 yılında endrin olmak üzere güçlü diğer pestisitler sentezlendi. Almanya’da zehirli gaz araştırmaları sonucunda da parathion gibi organofosforlu bileşikler bulundu. Bulunan bu yeni pestisitler çok etkili idi. İleri araştırmalar sonucunda Kaliforniya’da meyve sineğine karşı kullanılan malathion gibi önemli organofosforlu yüzlerce bileşiği ortaya çıkardı.
1800’lü yıllara kadar genellikle elle uygulanan pestisitler bu dönemlerde artık büyükçe makineler tarafından sprayleme yolu ile kullanılmaya başlandı. 1920’lere kadar uçaklar henüz kullanılmıyor ve 1950’lere kadar yavaş, tam kontrollü ve alçak seviyeli uçuşlar uygulanamıyordu. Havadan spreyleme yoluyla gerçekleştirilen ilk uygulamalarda hektar başına 4000 litresentetik pestisit kullanılırken, bu miktar sonraki uygulamalarda hızlıca hektar başına 100-200 litredüzeyine düşürüldü.
Bugün yaklaşık 40000 ticari ilaç için 900 kadar aktif kimyasal pestisit kullanılmaktadır. EPA ( Çevre Koruma Örgütü) 1960 ile 1980 yılları arasında pestisit kullanımının iki katına arttığını tahmin etmektedir. Halen dünyada yılda 1,8 milyar kilogram pestisit kullanılmaktadır.
Ham Maddeler
Bir pestisit aktif ve inert (hiçbir kimyasal reaksiyona girmeyen) iki bileşenden oluşmaktadır. Aktif bileşen haşereleri öldürürken, inert kısım hedef bitkiye püskürtme ve kaplanmasını kolaylaştırma gibi aktif bileşenin tek başına sunamayacağı etkiyi sağlamak amacıyla karışımda bulunmaktadır.
Aktif bileşenler önceleri doğal materyallerden çıkarılırken günümüzde çoğunlukla laboratuvar ortamında sentezlenmektedir. Tamamına yakını petrolden türetilen hidrokarbon bileşikleridir. Birçok pestisit bunun dışında klor, oksijen sülfür, fosfor, azot ve brom gibi elementleri de içerir. Kullanılan pestisitin cinsine göre birçok madde inert bileşen olarak kullanılabilir. Sıvı pestisitler için genellikle kerosen ve bazı petrol türevleri taşıyıcı olarak kullanılsa da son zamanlarda kerosenin yerini su almaya başlamıştır. Sabun gibi stabilizatörler aktif bileşenin çözücü içinde iyi yayılmasını sağlamak amacıyla eklenebilirler. Toz halindeki pestisitler genellikle diatomit veya atapulgit gibi kil, ufalanmış fındıkkabuğu veya mısır koçanı gibi sebzeden üretilen maddeler, talk veya kalsiyum karbonat gibi toz haline getirilmiş mineraller içerir.
ZararlarıPestisite maruz kalan işçiler akut veya gecikmeli sağlık problemleriyle karşılaşabilirler. Pestisit birçok sağlık problemi doğurabilir. Bu etkiler basit cilt veya göz iritasyonu olabileceği gibi sinir sistemini etkileyici, üreme problemleri veya kanser gibi çok ciddi problemler olabilir. Son dönemlerde gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda, lösemi ve karaciğer kanserinin pestisit alımıyla doğrudan ilişkili olduğunu göstermiştir. Aynı zamanda, eksik uzuv doğumları ve düşükler ile pestisit alımının doğrudan ilişkili olduğuna yönelik ciddi kanıtlar bulunmaktadır.
Amerikan Sağlık Derneği pestisit alımını sınırlandırmak ve daha güvenli alternatiflere yönelmesini önermektedir. Düşük dozda uzun süreli pestisit alımına ilişkin belirsizlik bulunmaktadır. Hali hazırda, pestisit kullanımına veya pestisite bağlı hastalıkları takip sistemleri yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle, pestisit kullanımının azaltılıp, yerine daha az toksik kimyasal veya kimyasal olmayan alternatiflerin kullanımının yaygınlaştırılması gerekir.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her yıl 3 milyon zirai işçi pestisit zehirlenmesi yaşarken, bunların yaklaşık 18000 kadarı hayatını kaybetmektedir. Bir çalışmaya göre, gelişmekte olan ülkelerde yılda 25 milyon işçi pestisit zehirlenmesi riski taşımaktadır.
2007 yılında yapılan bir çalışmaya göre, çiftlik yakınında oturup ilk sekiz haftalık hamileliklerinde dikofol ve endosulfan pestisitlerine maruz kalan kadınların, otistik çocuk doğurma riski normal olanlara oranla 8 kat yüksek çıkmıştır.
Pestisitler sadece işçi ve çiftlik yakınında oturan kişileri değil neredeyse tüm insanlığı tehdit etmektedir. Gıdalarda bilinçli-bilinçsiz kullanımı sonucunda ciddi kirlilik problemleri yaşanmaktadır. Suda çözünen pestisitler, gıda tüketilmeden önce yıkanarak tüketilince büyük bir miktarı gıdadan uzaklaştırılabilse de meyvenin içinde hapsolan kısmı maalesef uzaklaştırılamamaktadır. Benzer şekilde bitkinin yetiştirilme sürecinde uygulanan pestisit toprağa geçmekte ve etkisi uzun yıllar kaybolmamaktadır. Aşağıda bahsedeceğim çalışmalar tehlikenin boyutu hakkında bizleri bilgilendirmektedir.
Ülkemizde, Ege Üniversitesi bünyesinde yapılan son çalışmalara göre, DDT gibi bazı kullanımı yasaklanmış pestisitlerin anne sütüne dahi geçtiği kanıtlanmıştır. İzmir Körfezi’nde yapılan bir çalışmada da, balıklarda yine kullanımı yasak olan DDE pestisitine rastlanmıştır. Çiftliklerde kullanılan pestisitlerin yağmur suları veya yıkama suları kanalı ile denize taşındığı ve denizde çok yüksek oranda seyreldiği göz önüne alınırsa, önümüzdeki yılların en büyük sağlık problemlerinden birinin pestisit olacağı aşikârdır.
Pestisit, zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde ya da maddelerden oluşan karışımlardır. Pestisit, kimyasal bir madde, virüs ya da bakteri gibi biyolojik bir ajan, antimikrobik, dezenfektan ya da herhangi bir araç olabilir. Zararlı organizmalar, insanların besin kaynaklarına, mal varlıklarına zarar veren, hastalık yayan böcekler, bitki patojenleri, yabani otlar, yumuşakçalar, kuşlar, memeliler, balıklar, solucanlar ve mikroplar olabilir. Her ne kadar pestisitlerin kullanılmasının bazı yararları olsa da insanlar ve diğer hayvanlar için potansiyel toksisiteleri nedeniyle bazı sorunlar da yaratabilir.
Çeşitleri
İnsektisit : Böcek, haşerelere karşı kullanılan ilaçlardır.

Fungusit : Funguslara (Mantar) karşı kullanılan ilaçlardır.
Herbisit : Yabancı otlara karşı kullanılan ilaçlardır.
Mollusit : Yumuşakçalara karşı kullanılan ilaçlardır.
Rodentisit : Kemirgenlere karşı kullanılan ilaçlardır.
Nematisit : Nematotlara karşı kullanılan ilaçlardır.
Akarisit : Akarlara karşı kullanılan ilaçlardır.
Sistemik bir pestisitin mekanizması şu şekildedir: Pestisit bitki tarafından emildikten sonra bitki iletim demetleri içinde yukarı ve aşağı hareket eder.

Pestisitlerin Hayvanlar ve İnsanlar Üzerine Olumsuz Etkileri
Bir pestisit kimyasal bir madde ya da virüs veya bakteri gibi biyolojik bir ajan olabilir. Kimyasal pestisitlerin çoğu hedef organizmaya seçkin etkinlik gösteremedikleri için hedef organizma dışındaki organizmalarda da çeşitli hastalıklara yol açar hatta öldürücü olabilirler. Birçok pestisit insanlar için de zararlıdır. Kullanıldıkları canlıların yiyecek şeklinde insanlar tarafından kullanılmaları sonucunda insanlarda yaygın hastalıklara ve istenmeyen sıkıntılı durumlara sebep olurlar. Kimyasal pestisitlerin ve etken maddelerinin akut toksik etkileri vardır. Karbamatlar, organofosfatlar ve klorlanmış hidrokarbonları içeren birçok pestisit genetoksik etkiye sahiptir. Tarım ile uğraşan ve pestisite maruz kalan insanlarda yapılan çalışmalarda bu bireylerde yapısal ve sayısal kromozom anomalileri ile kardeş kromatid değişiminde artmalar gözlenmiştir.
Pestisitlerin kronik etkisine maruz kalan tarım işçilerinde birçok genetik hasarın yanı sıra karaciğer, böbrek ve kaslarda bozukluklar görülmüştür. Pestisitin canlılar üzerindeki etkisi fetal yaşamdan itibaren başlamaktadır. Bu ilaçlar plasentadan fetüse geçmekte ve bunun sonucu olarak düşükler, hiperpigmente ve hiperkeratatik çocuk doğumları görülmektedir. Yapılan hayvan deneylerinde ise radyoaktif olarak işaretlenip anneye verilen pestisitin 5 saat sonra plasentadan fetüse geçtiği ve fetüsün göz, sinir sistemi ve karaciğerine yerleştiği gözlenmiştir.
Organofosfatlı ve karbamatlı insektisitler ise etkilerini doğrudan doğruya periferal ve merkezi sinir sistemi üzerinde göstererek canlı yaşamını tehdit etmektedir.
Birçok pestisit insana, hayvanlara ve çevreye zarar vermektedir. Bununla ilgili ilk çalışmalar 70'li yılların başında, UNEP Stokholm İnsan Çevresi Konvansiyonu’nu hazırlayan süreçte göstermişlerdir. 30 yıl sonra ABD, Avustralya, Kanada, Japonya ve Yeni Zellanda, uluslararası baskılara boyun eğerek küresel anlaşma taslağının oluşturulmasına karar vermişlerdir.
Bu çalışmalar kapsamında KOK (Kalıcı Organik Kirleticileri) olarak adlandırılan içlerinde tarımda da kullanımı yaygın olan birçok kimyasal ürün bazı özel durumlar hariç yasaklanmış ve KOK özelliği taşıyan yeni kimyasallarında üretilmesi yasaklanmıştır. Bu anlaşma kapsamında; aldrin, endrin, toksafen, klordan, dieldrin, heptakol, mireks, DDT ve endüstriyel kimyasallar olan heksaklorobenzen ve PCB’ler yasaklanmış ve stokları takip altına alınmıştır. Türkiye'de Çok ve ark. tarafından yapılan birçok çalışmada anne sütlerinde belirli oranda bu kimyasallar bulunmuştur. Kalıcı Organik Kirleticilerden olan organik klorlu pestisitler ise Cafer Turgut ve ark. tarafından yapılan birçok çalışmada tespit edilmiş ve Toros dağlarında ise uzaktan taşınım tespit edilmiştir.
Tarım ilaçlarının kan hücreleri üzerinde de olumsuz etkileri vardır. Organofosforlu insektisitler eritrositlerin (kırmızı kan hücreleri) membran özelliklerini değiştirerek eritrosit fonksiyonun engellemektedir. Diğer bazı pestisitler de eritrositlerin boyutlarının ve yüzey şekillerinin bozulmasına ve eritrosit antioksidan sistem enzimlerinin aktivitelerinin değişmesine sebep olmaktadır. Pestisitlerin en önemli etkilerinden biri de asetilkolinesteraz enzimini inhibe etmeleridir. Bu durumda alt beyin kökünde solunum kontrol merkezlerinin baskılanması ile canlı ölüme gider. Yine pestisitlerde yapılan bir araştırmada pestisitlerin TCA enzimlerinin (malat dehidrojenaz, süksinat dehidrojenaz) inhibe olmasına sebep olduğu bulunmuştur.
Kaynakça:
Ege Üniversitesi ARGEFAR, Science Direct, Wikipedia

Blog Kullanım Şartları

Sitemizi kullanmadan önce lütfen aşağıdaki site kullanım şartlarını okuyun. Siteyi herhangi bir şekilde kullanan tüm ziyaretçi ve üyeler bu sayfadaki şartlara uymayı kabul etmiş sayılacaktır. Şartları kabul etmiyorsanız lütfen siteyi kullanmayın. Bu metinde kullanılan “Kullanıcı” terimi, siteyi üye girişi yaparak veya yapmaksızın herhangi bir şekilde kullanan her türlü gerçek ve tüzel kişiyi ifade etmektedir.

- Bu sayfada yer alan kullanım şartları, değişikliklerin yine bu sayfada açıkça belirtilmesi şartıyla tarafımızdan herhangi bir anda tek taraflı olarak değiştirilebilir. Kullanıcılar bu sayfada yayınlanan şartları kayıtsız şartsız kabul etmiş sayılacaktır.

- Bu sitenin içerdiği tüm bilgilerin telif hakkı tarafımıza aittir ve Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve ilgili uluslararası mevzuat kapsamında hukuki koruma altındadır. Site içeriğinin izinsiz olarak topluca indirilmesi, kaydedilmesi, çoğaltılması, işlenmesi ve yayınlanması, ve bunlara teşebbüs edilmesi yasaktır. Bu gibi faaliyetlerde bulunduğunu tespit ettiği Kullanıcılar aleyhine yasal işlem başlatma hakkına sahiptir.

- Kullanıcılar, tarafımızın herhangi bir içerik veya iletişim sistemini kullanırken üçüncü şahısların yasal haklarını hiçbir şekilde ihlal etmemekle yükümlüdür. Bu gibi ihlallerle ilgili olarak hiçbir hukuki ve cezai sorumluluk kabul etmemektedir ve bu ihlallerden doğabilecek her türlü hukuki ve cezai sorumluluk münhasıran Kullanıcıya aittir.


- Sitede yazılan her türlü yazı yada yorumlardan yazan kişi sorumludur. Kullanıcılar yaptıkları yorumlardan ve paylaşımlardan kendileri sorumludur. Yapılan yorumlarda argo kelimer, kişisel yada kurumsal hakları ihlal eden yorumlar, karalama maksatlı yorumlar, aslı kanıtlanmamış beyenatlar yayınlamadan ötürü çıkabilecek yasal sorunlardan tamamen yorumu yazan kullanıcı sorumludur.


- Sitemizde yorum yazan tüm ziyaretçilerin ip adresi kayıt altına alınmaktadır. Adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresleri yetkililerle paylaşılacaktır.

- Sitenin işlemez hale gelmesini, ciddi ölçüde yavaşlamasını veya yazılım ve donanım sistemlerinin zarar görmesini amaçlayan her türlü davranış ve işlem yasaktır. Otomatik programlar kullanılarak çok sayıda sorgu veya üyelik kaydı yapılması veya otomatik yöntemlerle siteye çok sayıda talep veya bilgi gönderilmesi de bu yasağa dahildir. Bu gibi faaliyetlerde bulunduğunu tespit ettiğimiz Kullanıcıların siteye erişimini engelleme ve yasal işlem başlatacağımızı beyan ederiz.

- Site üzerinde ki bilgiler kaynak gösterilmeden paylaşılamaz. Alıntı yada Kaynak yapacak kişiler direkt olarak bilgiyi edindikleri sayfa bağlantısını vermek zorundadır.

- Kullanıcı adınız ve şifreniz sadece şahsınıza aittir. Bir üyeliği birden fazla kişi kullanamaz. Kullanıcı adı ve şifresi kullanılarak yapılan tüm işlemlerin, aksi ispat edilmediği sürece ilgili üye tarafından yapıldığı kabul edilecektir.

- Üyelik formunda verilen bilgiler doğru kabul edilir. Bilgilerin yanlış olmasından kaynaklanacak her türlü sorumluluk üyeye aittir.

- Sitede yayınlanan reklamlara ve tanıtım metinlerine, bilgi alma amacı dışında çok sayıda manüel veya otomatik tıklama yapmak yasaktır. Normal bir Kullanıcı davranışına uymayan bu gibi tıklama faaliyetlerinde bulunduğunu tespit ettiği Kullanıcıların siteye erişimini engelleme ve yasal işlem başlatacağımızı beyan ederiz.

- Bu sayfada yer alan kullanım şartlarıyla ilgili olarak ortaya çıkabilecek tüm ihtilaflar, münhasıran Türk hukukuna ve İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yargı yetkisine tabidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder